27 Kasım 2014 Perşembe

Dülgerlikten Kıyamete Mimar Sinan

                                                       DÜLGERLİKTEN KIYAMETE      
        
         Kayseride Ağırnasta doğdu. Erken yaşta Yavuz döneminde devşirilip Yeniçeri Ocağına alındı. Yetenek testlerinden geçti ve dülgerliğe(marangozluk) seçildi. Hayalinde hep bir şeyler yapmak vardı. Büyük camiler, türbeler, köprüler, devrinin ötesinde yapılar yapmak vardı aklında. Onun eserleri günümüzde bile büyük bir hayretlikle incelenmekte. Acaba nasıl oldu da bu eserleri yapabildi. Kimden mi bahsediyorum ser mimaran-ı cihan mühendisan-ı devran: Mimar Sinan.             

            Elbette onu anlatmak tanımlamak ben biçare için çok zor olsa gerek. Ama yine de ufakta olsa basitçe bir bahsetmek isterim. Yavuz Sultan Selim ile Mısır seferine katıldı. 1521 de Sultan Süleyman ile Belgrad Seferine yeniçeri olarak yer aldı. Ertesi yıl Rodos seferinde de bulunduktan sonra Mohaç Meydan Muharebesinde gösterdiği başarılar nedeniyle Bölük komutanlığına getirildi. Sonradan ise başteknisyen oldu. İran Seferi sırasında Van Gölünden karşıya geçmek için iki haftada üç kadırga yaptırması bir anda onun itibarını arttırdı. Karaboğdan Seferinde Prut Nehri’nin geçilmesi için bir köprü yapar ve kendisi ise şöyle anlatır: ‘Hemen adı geçen köprü üstüne güzel bir köprü yapımına başladım. 10 günde yüksek bir köprü yaptım. İslam ordusu ile bütün canlıların şahı, sevinçle geçtiler.’(Tezküretü’l Bünyan ve Tezküretü’l Ebniye) Bu köprünün yapımından sonra Sinan 49 yaşında Cihan Devleti’nin Baş mimarı olmuştur.

         
   Klasik olarak onu Baş mimar olduktan sonra üç döneme ayırabiliriz. Çıraklık, Kalfalık, Ustalık... Belki dikkat etmişsinizdir 50 yaşından sonra Sinan kendi sanatını çıraklık ve kalfalık olarak adlandırıyor. Bu bile onun ne kadar büyü bir karakter olduğunun göstergesidir. Aslında o kendini sürekli yenileyen bir mimardı. Çıraklık eserim dediği Şehzade Camii ve külliyesidir. Bu yapının en önemli özelliği bundan sonraki eserlerine örnek teşkil etmesidir. Kalfalık eserim dediği Süleymaniye Camii onun İstanbul da ki en görkemli eseridir. Sanatsal ve estetik olarak harika olan bu yapının dayanıklılığı ve sağlamlığı da dillere destan olmuştur. Mimar Sinan Süleymaniye’nin anahtarını teslim ederken bu eser kıyamete kadar ayakta kalacak diyordu. Öyle ki deprem esnasında insanlar sokağa çıkmak yerine Süleymaniye ye saklanabilirler. Japon Bilim Adamlarının araştırmalarına göre bu yapının 9 şiddetinde ki bir depreme bile dayanıklı olduğunu keşfetmişlerdir. Süleymaniye ile ilgili bir rivayet: Süleymaniye’nin temeli atılalı 7(kimine göre 6 yıl) yıl olmuştur ve temelin oturmasını bekliyordur Sinan. Fakat muhalifleri boş durmaz ve dedikodu çıkarırlar. Bu dedikodular padişahın kulağına gider ve inşaatı ziyarete gelir. Sultan Süleyman sorar bu camii ne zamana biter Sinan’ın cevabı iki aya biter der. Sultan oradan hiddetlenerek ayrılır ve o koca camiyi Koca Sinan tam iki ayda bitirir. Açılış töreninde caminin anahtarı padişaha verilmiştir fakat o anahtarı Sinan’a verir ve O büyük mimar da “Ya Fettah” diyerek açar. Böylece Süleymaniye kıyamete kadar açılmış olur.

            Ustalık eserim dediği, 86 yaşında iken yaptığı ve hayatının eseri olan Edirne Selimiye Camiidir. Aslında Sinan’ın amacı tek ve büyük bir kubbe altında imamın cemaati cemaatinde imamı göreceği bir cami yapmaktır. Edirne de ki Üç Şerefeli Camii onun için ilham kaynağı olmuştur ve taklit ettiği tek eser de budur. Mimar Sinan bu camiyi inceledikten sonra birçok eserinde bu caminin gelişmiş versiyonlarını yapmaya çalıştı. Birçok deneme-yanılmadan sonra Azap Kapı Sokullu Camiyi yaptı ve artık daha büyük kubbeli bir camiyi nasıl yapacağını bulmuştu. Selimiye Caminin kubbesi 43.25 metre yüksekliğinde 31.25 metre çapında ve 8 ayak üzerine oturtulmuştur. Kubbenin içten görünümü muazzam tek kelime ile nefes kesicidir. Minareleri de ilgi çekicidir. Üç şerefeli olan bu minareler 380 santimetre çapında 70.89 metre uzunluğunda ki bu minarenin içinde üç ayrı yol vardır. Dünyada bu uzunlukta bu incelikte yapılmış ve içine üç farklı yol işlenmiş tek minaredir.(bu arada bir dipnot bu minarenin içinde ki üç farklı yoldan çıkan üç insan birbirini görmeden şerefeye çıkabilir.) Ayrıca Edirne Süleymaniye Camii UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır. Bu listede yer alan iki Osmanlı eserinden biridir. Diğeri de Drina köprüsüdür.

            Mimar Sinan 98 yıllık ömrüne 81 Camii, 51 mescit, 55 medrese, 26 darül-kurra(Ortaçağda Kuran okuma yöntemlerinin öğretildiği medrese) 17 türbe, 17 imarethane, 3 darüşşifa(hastane) 8 köprü, 5 suyolu, 36 saray, 20 kervansaray, 8 mahzen, 48 de hamam olmak üzere tam olarak 375 eser yapmıştır. Türbesi Süleymaniye Caminin Haliç duvarı önünde, beyaz taşlı bir türbedir. Süleymaniye ye tepeden bakıldığında Süleymaniye Şaheser Sinan’ın türbesi de onun imzası gibidir. Sinan gibi bir ustayı anlatmak için kelimeler yetmez ama onu anlamaya çalışmalıyız diye düşünüyorum.
                                                                                                                   

Türk Baroku

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder