DÜLGERLİKTEN
KIYAMETE
Kayseride Ağırnasta doğdu. Erken yaşta Yavuz döneminde
devşirilip Yeniçeri Ocağına alındı. Yetenek testlerinden geçti ve
dülgerliğe(marangozluk) seçildi. Hayalinde hep bir şeyler yapmak vardı. Büyük
camiler, türbeler, köprüler, devrinin ötesinde yapılar yapmak vardı aklında.
Onun eserleri günümüzde bile büyük bir hayretlikle incelenmekte. Acaba nasıl
oldu da bu eserleri yapabildi. Kimden mi bahsediyorum ser mimaran-ı cihan
mühendisan-ı devran: Mimar Sinan.
Elbette onu
anlatmak tanımlamak ben biçare için çok zor olsa gerek. Ama yine de ufakta olsa
basitçe bir bahsetmek isterim. Yavuz Sultan Selim ile Mısır seferine katıldı.
1521 de Sultan Süleyman ile Belgrad Seferine yeniçeri olarak yer aldı. Ertesi
yıl Rodos seferinde de bulunduktan sonra Mohaç Meydan Muharebesinde gösterdiği
başarılar nedeniyle Bölük komutanlığına getirildi. Sonradan ise başteknisyen
oldu. İran Seferi sırasında Van Gölünden karşıya geçmek için iki haftada üç
kadırga yaptırması bir anda onun itibarını arttırdı. Karaboğdan Seferinde Prut
Nehri’nin geçilmesi için bir köprü yapar ve kendisi ise şöyle anlatır: ‘Hemen
adı geçen köprü üstüne güzel bir köprü yapımına başladım. 10 günde yüksek bir
köprü yaptım. İslam ordusu ile bütün canlıların şahı, sevinçle
geçtiler.’(Tezküretü’l Bünyan ve Tezküretü’l Ebniye) Bu köprünün yapımından
sonra Sinan 49 yaşında Cihan Devleti’nin Baş mimarı olmuştur.
Klasik
olarak onu Baş mimar olduktan sonra üç döneme ayırabiliriz. Çıraklık, Kalfalık,
Ustalık... Belki dikkat etmişsinizdir 50 yaşından sonra Sinan kendi sanatını
çıraklık ve kalfalık olarak adlandırıyor. Bu bile onun ne kadar büyü bir
karakter olduğunun göstergesidir. Aslında o kendini sürekli yenileyen bir
mimardı. Çıraklık eserim dediği Şehzade Camii ve külliyesidir. Bu yapının en
önemli özelliği bundan sonraki eserlerine örnek teşkil etmesidir. Kalfalık
eserim dediği Süleymaniye Camii onun İstanbul da ki en görkemli eseridir. Sanatsal
ve estetik olarak harika olan bu yapının dayanıklılığı ve sağlamlığı da dillere
destan olmuştur. Mimar Sinan Süleymaniye’nin anahtarını teslim ederken bu eser
kıyamete kadar ayakta kalacak diyordu. Öyle ki deprem esnasında insanlar sokağa
çıkmak yerine Süleymaniye ye saklanabilirler. Japon Bilim Adamlarının
araştırmalarına göre bu yapının 9 şiddetinde ki bir depreme bile dayanıklı
olduğunu keşfetmişlerdir. Süleymaniye ile ilgili bir rivayet: Süleymaniye’nin
temeli atılalı 7(kimine göre 6 yıl) yıl olmuştur ve temelin oturmasını
bekliyordur Sinan. Fakat muhalifleri boş durmaz ve dedikodu çıkarırlar. Bu
dedikodular padişahın kulağına gider ve inşaatı ziyarete gelir. Sultan Süleyman
sorar bu camii ne zamana biter Sinan’ın cevabı iki aya biter der. Sultan oradan
hiddetlenerek ayrılır ve o koca camiyi Koca Sinan tam iki ayda bitirir. Açılış
töreninde caminin anahtarı padişaha verilmiştir fakat o anahtarı Sinan’a verir
ve O büyük mimar da “Ya Fettah” diyerek açar. Böylece Süleymaniye kıyamete
kadar açılmış olur.
Ustalık
eserim dediği, 86 yaşında iken yaptığı ve hayatının eseri olan Edirne Selimiye
Camiidir. Aslında Sinan’ın amacı tek ve büyük bir kubbe altında imamın cemaati
cemaatinde imamı göreceği bir cami yapmaktır. Edirne de ki Üç Şerefeli Camii
onun için ilham kaynağı olmuştur ve taklit ettiği tek eser de budur. Mimar
Sinan bu camiyi inceledikten sonra birçok eserinde bu caminin gelişmiş
versiyonlarını yapmaya çalıştı. Birçok deneme-yanılmadan sonra Azap Kapı
Sokullu Camiyi yaptı ve artık daha büyük kubbeli bir camiyi nasıl yapacağını
bulmuştu. Selimiye Caminin kubbesi 43.25 metre yüksekliğinde 31.25 metre
çapında ve 8 ayak üzerine oturtulmuştur. Kubbenin içten görünümü muazzam tek
kelime ile nefes kesicidir. Minareleri de ilgi çekicidir. Üç şerefeli olan bu
minareler 380 santimetre çapında 70.89 metre uzunluğunda ki bu minarenin içinde
üç ayrı yol vardır. Dünyada bu uzunlukta bu incelikte yapılmış ve içine üç farklı
yol işlenmiş tek minaredir.(bu arada bir dipnot bu minarenin içinde ki üç
farklı yoldan çıkan üç insan birbirini görmeden şerefeye çıkabilir.) Ayrıca
Edirne Süleymaniye Camii UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır. Bu
listede yer alan iki Osmanlı eserinden biridir. Diğeri de Drina köprüsüdür.
Mimar Sinan
98 yıllık ömrüne 81 Camii, 51 mescit, 55 medrese, 26 darül-kurra(Ortaçağda
Kuran okuma yöntemlerinin öğretildiği medrese) 17 türbe, 17 imarethane, 3
darüşşifa(hastane) 8 köprü, 5 suyolu, 36 saray, 20 kervansaray, 8 mahzen, 48 de
hamam olmak üzere tam olarak 375 eser yapmıştır. Türbesi Süleymaniye Caminin
Haliç duvarı önünde, beyaz taşlı bir türbedir. Süleymaniye ye tepeden
bakıldığında Süleymaniye Şaheser Sinan’ın türbesi de onun imzası gibidir. Sinan
gibi bir ustayı anlatmak için kelimeler yetmez ama onu anlamaya çalışmalıyız
diye düşünüyorum.
Türk Baroku
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder